Kambiyo senedi türlerinden biri olan çek, bono ile birlikte ticari yaşamda en çok kullanılan kıymetli evraklardandır. Kambiyo senedi niteliğini haiz olan çek, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 5941 sayılı Çek Kanunu'nda düzenleme altına alınmıştır. Bu iki kanun arasındaki ilişki genel kanun - özel kanun ilişkisi olup, birbirlerinin hükümlerini ortadan kaldırmış değildir. Çek parayı temsil eden bir kıymet evrak olduğundan dolayı sıkı şekil şartlarına tabidir.
Hukuki niteliği açısından çek bir ödeme aracıdır. Ticari faaliyetler esnasında nakit güçlüğü çeken tacir ve diğer kişilerin ödeme kolaylığına ulaşmasını sağlamaktadır. Uygulamada çek hala en çok kullanılan iktisadi araç olma özelliğini korumaktadır. Çekin bu denli yaygın şekilde kullanılmasının nedenlerinden biri de hem keşideciye hem de hamile çeşitli avantajlar sağlamasıdır. Bunlardan en önemlisi ise çekle yapılan ödeme daha kesin ve ivedidir. Bundan başka en önemli kolaylığı ise ispat konusunda sağlamaktadır. Çünkü çekin ödenebilmesi için muhatap bankaya ciro ve ibraz zorunluluğu bulunmaktadır. Bu sayede çeki keşide eden kişi hesabından yapılan ödemeyi kolaylıkla ispat etme gücüne kavuşur.
Bu kadar yaygın kullanılan bir ödeme aracına ilişkin sorunlar uygulamada sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan en önemlisi ise karşılıksız çek keşide etme suçudur. Ülke ekonomisindeki dalgalanmalar, konkordato sürecine dahil olan şirket sayısındaki fazlalık, iktisadi yaşamda nakdi para akışını engelleyen olumsuz gelişmelerdendir. 2020 yılının ilk çeyreğinde tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de iktisadi yaşamı olumsuz etkileyen, ülke ekonomisini daraltan, üretimi azaltan, ihracat ve ithalat dengesini etkileyen ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından "pandemi" ilan edilmesine sebep olan Covid-19 virüsü sebebiyle ülkeler, iktisadi yaşamı korumak amacıyla bir takım önlemler almaya başlamışlardır.
Bunlardan bizim konumuzla alakalı olan kısım ise 7226 sayılı Torba Kanun’un 49. maddesi ile 14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanunu’na geçici madde eklenmiştir. 7247 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5941 sayılı Çek Kanunu'na eklenen Geçici 5.maddedir. Bu madde hükmüne göre:
- 5 inci maddede tanımlanan ve 24/3/2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla durdurulur. Hükümlü tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorundadır. Kalan kısmını bir yıllık sürenin bitiminden itibaren ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödemesi durumunda mahkemece, ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir. İnfazın durdurulduğu tarihten itibaren en geç bir yıl içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birinin ödenmediği takdirde alacaklının şikayeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir. Hükümlü taksitlerden birini süresi içinde ilk defa ödemediği takdirde ödemediği bu taksit, sürenin sonuna bir taksit olarak eklenir. Kalan taksitlerden birini daha ödemediği takdirde alacaklının şikayeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir.
- Hükmün infazının durdurulması hâlinde ceza zamanaşımı işlemez.
- Bu madde uyarınca infazı durdurulan kişi hakkında mahkemece Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan adlî kontrol tedbirine karar verilebilir
- Bu madde uyarınca verilecek kararlarda, hükmü veren icra ceza mahkemesi yetkilidir. Mahkemece bu madde uyarınca verilecek tüm kararlar alacaklıya tebliğ edilir
- Bu madde uyarınca verilecek kararlara karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir. İtirazın incelenmesinde İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirlenen itiraz usulü uygulanır.
- Bu madde hükümleri her bir suç için ancak bir kez uygulanabilir.
Şeklinde bir düzenlemeye gidilmiştir. 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5.maddesine göre; kanuni ibraz süresinde çekle ilgili olarak "karşılıksızdır" işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında adli para cezası ile çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı uygulanmasına hükmedilmektedir. Yapılan yeni düzenlemeyle birlikte “Karşılıksız Çek Keşide Etme” suçunu 24.03.2020 tarihine kadar işlemiş ve bu sebeple mahkûm olmuş olanları kapsamaktadır. Kanun metninde “24/3/2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla durdurulur.” denilmekte olduğundan; karşılıksız çek keşide etme suçundan 24.03.2020 tarihine kadar hakkında ceza hükmü verilen ve bu ceza hükmünün infazına karar verilen herkes bu hükümden yararlanabilecektir. Dikkat çekmek istediğimiz husus bu noktada, 24.03.2020 tarihinden önce karşılıksız çek keşide etme suçundan ötürü yargılaması devam eden ancak henüz hüküm kesinleşmemiş yargılamalar açısından, madde hükmünün ne açıdan uygulanacağıdır. Bu durum uygulamada iki farklı görüşü beraberinde getirmiş bulunmaktadır.
İlk görüşe göre, kanun metni açıkça “mahkûm” olanları işaret etmiş, mahkumlara ilişkin bir infaz rejimi getirmiş; bu nedenle henüz hakkında mahkûmiyet kararı verilmemiş ancak suçun 24.03.2020 tarihinden önce işlenmiş olması hallerinde dahi mahkûmiyet hükmünün bu tarihten sonra verilmesi halinde, bu kişi hakkında Geçici Madde 5’in uygulama alanı bulamayacağı savunulmaktadırlar.
Bir diğer görüş ise yargılaması devam eden işlere ilişkin olarak, suç tarihinin 24.03.2020 tarihinden önce olması şartıyla kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra verilecek cezalarda da bu hüküm uygulanacaktır. Nedeni ise Çek Kanunu'nda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere atıf yapılmıştır. Buna göre Türk Ceza Kanunu'nun m.7/2 hükmüne göre, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." denilmiş ve Torba Kanun'da getirilen hükümle birlikte karşılıksız çek keşide etme suçunu işleyen kişilere de geçici maddenin uygulanabileceğini savunmuştur.
24.03.2020 tarihine kadar işlenen karşılıksız çek keşide etmek suçlarından dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih olan 26.03.2020 tarihiitibariyle durdurulmuştur. Dolayısıyla, yalnızca ilgili suçtan ötürü ceza evinde bulunan mahkumlar 26.03.2020 tarihi itibariyle herhangi bir ödeme veya ödeme taahhüdü alınmaksızın tahliye edilmiştir.
Düzenleme doğrultusunda; hükümlü tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının %10’unu (onda birini) alacaklıya ödemek zorundadır. Kalan %90’lık kısmın ise; üç aylık sürenin bitimi tarihinden itibaren ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödenmesi durumunda hüküm veren Mahkeme tarafından ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilecektir.
Son olarak yatırım ortamının korunması, ticari faaliyetlerinin aksamaması, Coronavirüs sebebiyle ödeme güçlüğü içerisine düşen borçluların daha da zor durumda kalmaması amacıyla getirilen Geçici 5.maddenin uygulama açısından sıkıntılar doğuracağını, yargılamaları fazlaca uzatacağını ve karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı mağdur olan müştekileri daha da mağdur edeceği değerlendirilebilir. Buna sebep ise, hükümlünün tahliye tarihinden itibaren en geç 3 ay içerisinde karşılığı olmayan çekin ödenmeyen ve küçük kısmını oluşturan %10'u kadar ödeme yapmak zorunda olması ve kalan büyük %90'lık kısmı 15 taksit halinde ödemesi ayrıca karşılıksız çek bedelini toplam 30 aylık bir sürede ödeyebiliyor olmasıdır. Getirilen bu hüküm, tacirleri ticari hayatta işlem güvenliği açısından tereddütte bırakabilir