Günlük hayatınızda sıkça karşılaştığımız bir konu hakkında, yasa maddelerinin tanıdığı haklarımızı özetleyeceğim, ikinci olarak da İş Hukuku alanından güncel bir Yargıtay kararı paylaşacağız.
1. Günlük hayatta ticarî kuruluşların reklâm ve pazarlama faaliyetleri sırasında posta kutularımıza, evlerimizin kapılarına, e-posta adreslerimize varıncaya kadar, hatta sokakta yürürken elimize tutuşturulan broşürler ile sattıkları ürünlere veya sundukları hizmetlere ilişkin tarife, fiyat listesi ya da benzerlerini tarafımıza ulaştırdıkları görülmektedir.
Bu tür belgelerde yer alan ürünlerden veya hizmetlerden yararlanma amacıyla söz konusu ticari kuruluşlara başvurduğumuzda ise, belirtilen fiyatların veya niteliklerin değiştirildiği ya da belgede basım hatası olduğu yahut görseldeki üründe indirim olmadığı gibi türlü açıklamalarla karşılaşabiliyoruz.
Bir mağazada, süpermarkette ya da herhangi bir ticari kuruluşta alışveriş yaparken aldığımız ürünün üzerindeki etiketle, kasada çıkan fiyatın farklı olması durumuyla da sıkça karşılaşabiliyoruz.
Bu gibi durumlarda mağdur olmamamız için Türk Borçlar Kanunu’nun 8. Maddesi ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 6. Maddesi uygulama alanı buluyor. Türk Borçlar Kanunu’na göre “Fiyatını göstererek mal sergilenmesi veya tarife, fiyat listesi ya da benzerlerinin gönderilmesi, aksi açıkça ve kolaylıkla anlaşılmadıkça öneri sayılır.” Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre de “Vitrinde, rafta, elektronik ortamda veya açıkça görülebilir herhangi bir yerde teşhir edilen malın, satılık olmadığı belirtilen bir ibareye yer verilmedikçe satışından kaçınılamaz. Hizmet sağlamaktan haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz. Ticari veya mesleki amaçlarla hareket edenler; aksine bir teamül, ticari örf veya adet ya da haklı bir sebep yoksa; bir mal veya hizmetin satışını o mal veya hizmetin, kendisi tarafından belirlenen miktar, sayı, ebat gibi koşullara ya da başka bir mal veya hizmetin satın alınması şartına bağlayamaz. Bakanlık ve belediyeler, bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle görevlidir.”
Örneğin satıcı taraf bir gömleğe 100 TL olarak etiket koymuşsa, size gömleği 100 TL’den satacağına dair öneride bulunmuş oluyor. Siz de bu öneriyi kabul edip, ürünü satın almak istediğinizde satıcı taraf önerisinde belirttiği tutarla bağlı oluyor. Satıcının türlü gerekçelerle bu ürünü açıkça belirtmiş olduğu 100 TL’den daha yüksek bir tutara satmaya çalışması ya da artık o ürünü size satmaktan vazgeçtiğini beyan etmesi hukuken himaye görmeyecektir.
2. Çalışma barışını ve iş disiplinini bozmanın ne kadar hayati bir mevzu olduğunu, işçilerin huzur içinde ve birbirleriyle husumet halinde olmadan çalışmaları gerektiğine yönelik, yerinde bir karar olduğunu düşündüğümüz güncel bir Yargıtay kararını da sizlerle paylaşıyoruz.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25. Maddesinde işverenin haklı nedenle iş sözleşmesini feshetmesi düzenlenmiş olup, buna göre “İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması ” iş sözleşmesinin tek taraflı feshi için haklı sebep oluşturur.
Ekte sunmuş olduğumuz Yargıtay kararına konu olayda özetle, aynı işyerinde çalışan iki işçiden biri aracıyla seyir halindeyken diğer arkadaşını işyeri yolunda gördüğü ve kendisine durması için işaret ettiği halde durmamış ve diğer işçi de arkasından küfretmiştir. Bu olayda küfretmek yerine durumu ve iş arkadaşının kusurlu hareketini işverene bildirmesi gerekirken, iş arkadaşının arkasından küfreden işçi haksız bulunmuş ve işverenin sözleşmeyi feshetmesi haklı bulunmuştur.
Ek : Yargıtay Kararı